Mehmet Orhan Okay 26 Ocak 1931 tarihinde İstanbul, Balat'ta doğdu.
Vefa Lisesi'ne gitti. Burada Nurettin Topçu’nun öğrencisi olmuştur. 1955'te
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Çapa
Yüksek Öğretmen Okulu'nun Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi.Birkaç yıl
çeşitli yerlerde öğretmenlik yaptıktan sonra, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde
asistan olarak çalışmaya başladı. Atatürk Üniversitesi'nde1963'te doktor,
1975'te doçent, 1988'de profesör oldu. 1994’e kadar burada akademik hayatını
sürdürmüştür. Bu tarihten sonra emekli olup vefatına (3 Ocak 2017) kadar
çeşitli vakıf üniversitelerinde çalışmalarını sürdürdü.
Okay, “ Kağıt Medeniyeti’nin” yanı sıra Sanat ve Hayat, Beşir Fuad: İlk
Türk Pozitivist ve Naturalisti, Abdülhak Hamid'in Romantizmi, Necip Fazıl,
Sıcak Yarada Kezzap , Mehmed Akif, Kalabalıklarda Bir Yalnız Adam, Anadolu'dan
Hatıralarla Nurettin Topçu'nun Mektupları… gibi birçok esere imza attı.
Topçu’unun başarılı çalışmaları kendisine ödüller de kazandırdı. Bunlardan;
1976 TMKV İnceleme Ödülü, 1977 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Kültür Adamı
Ödülü, 1990 Türkiye Yazarlar Birliği Edebî Tenkit Ödülü, 1998 Kombassan Vakfı
Mevlânâ Büyük Ödülleri-Edebiyat Ödülü sayılabilir.
“Kağıt Medeniyeti” Orhan Okay’ın
çeşitli tarihlerde çeşitli konular üzerine yazdığı deneme, köşe yazılarının
derlendiği bir kitaptır. Kitabın adının “Kağıt Medeniyeti” koymasını şu
sözlerle ifade eder: “ Denemeler kitabımın adını ‘Kağıt Medeniyeti’ koyarken
belki birçokları için çağımızın bilgisayar çağı olduğunu düşünmedim değil.
Bilgisayar, “genel ağ” teriminde kullanıldığı gibi gerçekten bir ağ gibi
dünyamızı, belki kâinatı sarmış. Örümcek ağı gibi dersem ona biraz da olumsuz
bakışımı galiba daha iyi ifade etmiş olacağım. Medeniyetimize hala ve ısrarla
kağıt medeniyeti demeye devam etmek istiyorum. İnsanlığın geçmiş bütün bilgi ve
kültür ve birikimler bir yandan kâğıtlardan ekranlara depo edilip durmasına
rağmen gönlüm bu birikimi hala kağıt üzerinde görme arzusunda. Bilgisayarın
yaygınlaşması ve büyük bir süratle gelişmeye başlamasından yarım yüzyıla yakın
bir zaman geçmesi karşısında kâğıdın hala saltanatını devam ettirmesi bu
arzumun, temennimin pek de boş olmadığını gösteriyor(…) (sf. 6 ).” Anlatıldığı
üzere dünya hızla bir ağ ile çevrelenmekte ve yüzyılları hatta kültürü
oluşturan kitaplar da hızla sanal sayfalar arasındaki yerini almakta. Kültürü
dolayısıyla bir anlamda insanlığı oluşturan bu kitapların sanallaşmasının
yanlışlığını Okay “Kağıt Medeniyeti” ile vurgulamakta. Aslında medeniyeti
oluşturanın kâğıt olduğunu açık bir şekilde anlamaktayız. Okay, Kültür, Kağıt Medeniyeti; Teknoloji,
Siyaset, Toplum ana başlıkları altında kitabın önemi üzerine dururken aynı
zamanda Batı medeniyeti ile Doğu medeniyetini de ince bir elekten geçirir.
Doğru ve yanlış kavramlarının; modern ya da demode kavramlarıyla toplumların
sindirilme amaçlarını anlatır. Teknolojinin her geçen gün ilerlemesinin yanında
insanların daha fazla zaman kazanmaları beklenirken, daha ilerleme kaydetmeleri
beklenirken daha bağımlı bir toplumun oluşumuna zemin hazırlayan durumları da
çık bir şekilde ifade eder. Popüler kitapların toplumda edindiği yeri, her
geçen gün okur-yazar oranının artmasına karşın okumayan bir toplum olmamız
hatta okur-yazar oranının artmasına paralel olarak okuma oranının düşmesine
vurgu yapmakta. Günümüze kadar anlı bir
şekilde varlıklarının sürdüren dünya klasiklerinin yazarlarını ve eserlerini
anlatmasının yanında Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Hamdi’yi iyi bir şekilde analiz
ettiğini görmekteyiz. Toplumun okuma oranının artması için devletin izlemesi
gereken politikaları da ciddi bir şekilde anlatır. Ayrıca Hasan Ali Yücel
Klasiklerinden tutun da 100 Temel Eser’e kadar yapılan politikaları da inceleme
altına aldığı eksik ve güzel yönlerini her yönüyle bizimle birlikte
incelemektedir. Okay kitaplar, toplumlar, medeniyetler üzerinden aslında
çağımızı irdeler. Sayfalar arasında adım adım ilerlerken milli ve evrensel
çizgileri kalın puntolarla görmekteyiz. Bu noktada aydınımızın geniş ufkunun,
bilgi ve birikiminin izlerini açık bir şekilde görmekteyiz. Değerli aydınımız
hakkın rahmetine kavuşmuş, ama bizlere bıraktığı onlarca eseri ve çalışmaları
ile daha aydınlık bakış açısı için istifade etmemiz gereken temel kaynaklardan
olduğu “ Kağıt Medeniyeti” okunduktan sonra açık bir şekilde görülecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder