ÜMİTLİ OLDUĞUN HER ŞEYİN KÖLESİ; ÜMİT KESTİĞİN HER ŞEYDEN DE AZADE VE HÜRSÜN

İbn Ataullah İskenderî  tarafından yazılan  “Tasavvufi Hikmetler Hikem-i Atâiyye” eser Mustafa Kara tarafından günümüz Türkçesine tercüme edilip Dergâh Yayınları tarafından 4 Şubat 2016’da 4. baskısı yayımlanmıştır. İbn Ataullah İskenderî  tarafından yazılan  “Tasavvufi Hikmetler Hikem-i Atâiyye (Hikmetli Sözler)”  adlı eserin temel felsefesinin farkına varıp bunu analiz edebilmek için öncelikle İbn Ataullah İskenderî ‘yi kısaca tanımak gerekmektedir. Asıl adı Ebu’l Abbas Tacuddin Ahmed b. Muhammed b. Abdulkerim b. Ataullah’tır. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte Mısır’ın İskenderiye şehrinde doğduğu ve 1309’da vefat ettiği kaynaklarda belirtilmektedir. Eğitimini İskenderiye’de tamamlayan İbn Ataullah İskenderî,  yaşadığı devrin önemli ilim ve bilim insanlarından fıkıh, nahiv, hadis, felsefe, mantık, kelâm,  usûl, cedel vb. dersler almıştır. İlim adına vaaz ve irşad dersleri almak üzere Kahire’ye göç etmiştir. Tasavvuf ilminin önemli temsilcilerinden olan İbn Ataullah İskenderî  Şazeli tarikatının önemli bir üyesi olmasının yanı sıra Şazeliye tarikatı üzerine önemli çalışmalar yapmıştır. İbn Ataullah İskenderî  tasavvufun neredeyse her alanına yönelik hikmetli sözler zikretmiştir. Tasavvuf alanına yönelik hikmetli sözlerinin yanı sıra birçok şerhler ve tercümeler de yaptığı çalışmaları arasındadır. İbn Ataullah İskenderî ‘nin temel felsefesi sade, entrikaların olmadığı, ibadetle donatılmış bir yaşam şekli olduğu görülmektedir. Yaşamında tevekkül, yaratıcıya olan inanç önemli hususlardır. Duygunun ve arzunun hâkim olduğu bir yaşam anlayışından ziyade iradeye hâkimiyetin, düşünce ve mantığın daha ön planda olduğu bir yaşam felsefesi görülmektedir. 
   “Ne kadar tesir eden himmete kavuşulsa da, kaderlerin surlarını aşamazlar.”
   “Hayır Allah Teâlâ’nın istediği şeydir.”  
 “ Kişi kendisini Hak Taâlâ’nın şehvetten kurtaracağını ve gafletten uyandıracağını garip görür, ümit edemezse ilâhî kudrete acizlik isnat etmiş olur. Halbuki Allah her şeye muktedirdir. (Bk. Kehf, 18/145)”
   Bu hikmetli sözlerden de anlaşıldığı üzere İbn Ataullah İskenderî tevekkül ve Allah’a olan inancın insanı hidayete ulaştırabilecek yegâne çıkış yolları olarak tasnif ettiği görülmektedir. İbn Ataullah İskenderî’ye göre Allah muktedir olandır. Her şeyi olduran ve onlara hükmeden O’dur. İbn Ataullah İskenderî, tasavvufu temel alarak yazdığı bu hikmetli sözlerin birçok noktasında Kuran’dan, surelerden faydalandığı görülmektedir. Buradan hareketle yazarın temel dayanağı Kuran olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
   İbn Ataullah İskenderî’ye göre bir ilimin ilim olarak kabul edilebilmesi için öncelikle ilim ehli olan kişide, yani âlimde Allah korkusu olması gerekmektedir. Allah korkusuyla ilmini icraat eden kişi ancak hayırlı ilimlerin temelini oluşturabilir. İbn Ataullah İskenderî’ ilim ehli kişi ilmini icra ederken her zaman Allah’ın varlığını akıldan çıkarmamalıdır. Allah’ın rızası olmadan hiçbir iş ifa edilemeyeceği düşüncesiyle insan hak yolunda ilerlerken Allah’a olan kulluk görevini asla unutmamalıdır. Allah’a kalp gözüyle bağlı olup bu doğrultuda ibadetini yerine getirenler Allah katında değer görürler.
   İbn Ataullah İskenderî’nin “Tasavvufi Hikmetler” adlı eserinden birkaç hikmetli sözler…
"Hâli ve yaşayışı sana feyiz ve hamle vermeyen; sözü seni Allah’a götürmeyen kimse ile sohbet etme, arkadaşlık yapma."
“Ümitli olduğun her şeyin kölesi; ümit kestiğin her şeyden de azade ve hürsün.”
"insanların en bilgisizi başkalarındaki şüphe uğruna kendisindeki bilgiyi terk edendir"
“Hiçbir zaman azledilmemeyi istiyorsan, senin için devamlı olmayan bir işi üstlenme.”
“Allah Teâlâ kısmet ettiği şeyin yanında başka bir şey araması kişinin, cahillikten hiçbir şey terk etmemesi demektir.”
“Bu dünyada olduğun müddetçe keder ve dertlerinin olmasını garipseme. Çünkü dünyaya layık olan sıfat ve özellik onlardır, başkası olamaz.”
“Sonunda başarmanın alameti, başlangıçta Allah Teâlâ’ya rücu etmekdir.”
“Hakla istidlal ile Hakka istidlal arasında çok büyük fark vardır. Onun ile delil getiren hakikati ehlinden öğrenir ve işi kökünden halleder. Ona delil getirmek ise ona daha ulaşmadığındandır. Yoksa O, ne zaman kaybolmuş  ki bulunsun ve ne zaman uzak kalmıştır ki eserler ona ulaştırılsın.”

İbn Ataullah İskenderî’nin “Tasavvufi Hikmetler” dışında, Letâifü’lMinen, Miftâhu’lfelâh ve mişbâhu’lervâh, Tâcûlarûs elhâvî li tehzîbi’nnüfûs,  etTenvîr fi iskâti’ttedbî, elKastu’l  mücerred fi ma’rifeti’l  ismi’l müfred, Unvânü’ttevfik fi âdâbi’ttarîk, elMünâcâtü’lAtâiyye, elVasiyye ile’lihvân bi’lİskenderiyye, . elHikemü’lAtâiyye adlı eserleri de bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SUSAM VE ZAMBAKLAR