1923’te Van’da yaşama
merhaba deyip bereketli Çukurova topraklarından kadim Anadolu ve tüm dünyaya
kök salan engin bir çınardır Yaşar Kemal. Yokluk içinde geçen bir çocukluk
döneminin ardından gençlik yıllarında gaz kontrol memurluğu, çeltik
tarlalarında kontrolörlük, arzuhalcilik gibi birçok işten sonra Cumhuriyet
gazetesindeki fıkra ve röportajlarıyla merhaba der içindeki hiç sönmeyen yazın
aşkına. Bundan böyle "Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik
olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar
cümle kötülüklerden arınsınlar." Sözleri yeni yaratacağı eserlerin temel
felsefesini oluşturur. “Sarı Sıcak” ile yazın yaşamında önemli bir temel
oluşturan Kemal “İnce Memed” ile tam bir devrim yaratır. Bundan böyle “Bizi
düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni
yapmışlar. Düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler...” sözleriyle devam eder
ezilenin, hakkı yenenin arkasında durmaya. Hep insanı düşünmeye üretmeye sevk
eden bir anlayış, yaşama, doğaya, insanlığa bir saygı çıkarsız bir bağlılık yer
edinir eserlerinde. Eserlerinin niteliği, eleştirel düşünce gücü, keskin gözlem
gücü, korkusuz kalemiyle dünyaca ünlü birçok edebiyat ve düşünce ödülüne layık
görülmüş. Nobel Edebiyat ödülüne layık görülen ilk Türk yazar olma unvanını da
elde etmiştir. Eserlerinde toplumsal çarpıklıkların üzerine korkusuzca gitmesi
onun yıllarca hapse mahkûm edilmesine neden olmuş, birçok sorunla
karşılaşmasına karşın düşünce özgürlüğünden 2015’e değin, yani son nefesine değin,
taviz vermemiştir.
Günümüzde hep
bana hep bana anlayışıyla yüksek egolu bireylerin
yetiştirilmesinin ön plana alındığı gerçeği ne yazık ki açık bir şekilde
varlığını göstermektedir. İşte bu tek tipleşmenin, bencil anlayışın sonucunda
evrensel değerler gittikçe önemini yitirmekte. Evrensel değerlerin yok olması
demek insanın insana vermesi gereken değerin göz ardı edilmesi, doğaya, çevreye
velhasıl yaşamın temel taşlarına darbe indirmek demektir. Bu darbeler Mısır’da,
Filistin’de, Fransa’da, İngiltere’de dünyanın dört bir yanında patlaklar
veriyor. Dünya haykırıyor, insanlığın yok oluşuna ağıtlar yakıyor. Bu ağıtları
bencillik ve çıkarları nedeniyle gözleri kan bürümüşler ne yazık ki görmekten
yoksun. Yaşar Kemal ve onun gibi nice gönül gözleri açık olan aydınlar
insanlığın yitirilişini görmekte. Ondandır
“İnsanlarla
oynamamalı.
Bir yerleri var, bir ince yerleri,
İşte oraya değmemeli...“ der Yaşar Kemal. Bencilce çıkarlar için o “ince” yere değmediğimiz, o “ince” yerin karşısında eğildiğimiz zaman insanca bir yaşama merhaba diyebiliriz. Nice insanca yaşamlara…
Bir yerleri var, bir ince yerleri,
İşte oraya değmemeli...“ der Yaşar Kemal. Bencilce çıkarlar için o “ince” yere değmediğimiz, o “ince” yerin karşısında eğildiğimiz zaman insanca bir yaşama merhaba diyebiliriz. Nice insanca yaşamlara…
kaliteli...
YanıtlaSilTeşekkürler.
Sil